“Sendika mı, Menfaat Grubu mu? Memurların Aidat Tartışması”

Memur Sendikalarında Menfaat Sendikacılığı: Dayanışma mı, Çıkar mı?
8. Dönem Toplu Görüşme süreci başladı ancak kamu Çalışanları adına Toplu Sözleşme Masasına oturan yetkili sendika yine menfaat peşinde olduğunu gösterdi.
Memur sendikaları, kamu çalışanlarının haklarını koruma ve geliştirme görevini üstlenen en önemli kurumlar arasında yer alır. Ancak son dönemlerde, toplu sözleşme masasında yetkili sendikaların kendi üyeleri olmayan memurlardan “dayanışma aidatı” talep etmesi, sendikal faaliyetlerin asli amacı olan kolektif dayanışma ve hak savunmasının yerini menfaat odaklı bir yaklaşıma bırakması kaygı verici bir hale gelmiştir.

Dayanışma Aidatı
Dayanışma aidatları ilk bakışta, kamu çalışanlarının bir arada durarak ortak haklarını korumaları için gerekli bir araç olarak görülür. Ancak pratikte, bu aidatlar yalnızca sendika üyelerinin toplu sözleşmeden doğan kazanımlarından faydalanan ancak üyelik bağı olmayan memurlardan zorunlu olarak talep edilmektedir. Bu durum, memurlar arasında haksız bir mali yük oluştururken, sendikaların bu aidatları dayanışma değil, daha çok kendi mali güçlerini artırma ve üyelik sayılarını yükseltme aracı olarak kullandıkları izlenimini yaratmaktadır.
Menfaat sendikacılığı, memur sendikalarının asli görevlerinden saparak, sadece kendi üyelerinin çıkarlarını koruma adına hareket etmesine yol açar. Bu yaklaşım, kamu çalışanlarının genel çıkarlarını gözetmek yerine, küçük bir grubun menfaatlerini ön plana çıkarır.

Dayanışma mı, Zorunluluk mu?
Kamu çalışanları arasında aidat ödeme zorunluluğu, dayanışma adı altında baskı haline dönüşebilmektedir. Sendika üyesi olmayan memurlar, toplu sözleşme sürecinde söz hakkı olmadan aidat ödemek zorunda bırakılırken, sendikanın bu memurlara karşı herhangi bir sorumluluğu ya da taahhüdü bulunmamaktadır. Bu durum, memurlar arasında adaletsizlik algısını güçlendirirken, sendikal yapıya olan güveni sarsmaktadır.
Ayrıca, zorunlu aidat uygulaması memurların sendikaya üyelik oranlarını olumsuz etkileyebilir. Zaten aidat ödemek durumunda kalan çalışanlar, ek bir mali yük getirecek üyelikten kaçınabilir. Bu da sendikaların gücünü zayıflatırken, kamu çalışanlarının kolektif mücadelesini sekteye uğratır.

Toplu Sözleşme Masasında Gerçek Dayanışma
Gerçek dayanışma, tüm kamu çalışanlarının eşit hak ve temsilini sağlayan yapılarla mümkündür. Yetkili sendikaların sadece üyelerini değil, toplu sözleşmeden etkilenen tüm memurları gözeterek hareket etmesi gerekir. Aksi halde, memurlar arasında ayrışma ve güven kaybı derinleşir.
Sendikaların tüm memurların çıkarlarını savunması, dayanışmanın özü ve kamu çalışanlarının ortak gücünün temelidir. Bu yüzden, dayanışma aidatlarının sadece sendika üyeleri arasında kalması ve sendikaların kapsayıcı, adil yapılar haline gelmesi gereklidir.

Sonuç
Memur sendikalarının bugün karşı karşıya olduğu menfaat odaklı tutum, kamu çalışanlarının sendikal mücadeleye olan inancını zedelemektedir. Dayanışma aidatları üzerinden zorlayıcı uygulamalar yapılması, sendikaların asli işlevi olan hak savunmasının önüne geçmektedir. Gerçek dayanışma, tüm memurların eşit haklara sahip olduğu, adil ve kapsayıcı bir sendikal anlayışla mümkündür. Memur sendikalarının, çıkar çatışmaları yerine ortak mücadeleyi esas alarak hareket etmeleri, kamu çalışanlarının haklarının etkin ve sürdürülebilir şekilde korunmasını sağlayacaktır.

Yarı Zamanlı Çalışma: Olumlu Bir Adım, Ancak Kapsamı Genişletilmelİ

Mehmet Çolak – Yurt İmar Sen Genel Başkanı
Kamu çalışanlarına yönelik olarak son dönemde hayata geçirilen **yarı zamanlı çalışma hakkı**, çalışma hayatında esneklik ve dengeyi sağlamaya yönelik olumlu bir adımdır. Ancak bu uygulamanın sınırlı kapsamı, çalışma hayatında adalet ve eşitlik ilkeleriyle çelişmektedir. Yurt İmar Sen olarak bu hakkın yalnızca belirli durumlarla sınırlı kalmaması, tüm kamu çalışanlarını kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiğini savunuyoruz.

Bugün, doğum sonrası ebeveynlere tanınan yarı zamanlı çalışma hakkı, özellikle anneler için önemli bir imkân sunuyor. Ancak kamu çalışanları sadece ebeveynlerden ibaret değil. Eğitimine devam eden memurlar, kronik rahatsızlığı bulunanlar, yaşlı ya da hasta yakınlarına bakım sağlayanlar da en az onlar kadar esnek çalışmaya ihtiyaç duymaktadır. Ne yazık ki mevcut düzenlemeler, bu ihtiyaçları kapsam dışı bırakmakta, birçok çalışanı mağdur etmektedir.

Ayrıca, yarı zamanlı çalışmaya geçen kamu görevlilerinin **maaşlarında ve sosyal haklarında yaşanan kayıplar**, bu hakkın fiilen kullanılmasını ciddi şekilde engellemektedir. Geliri düşen, emeklilik süresi uzayan ya da terfisi geciken bir çalışan için bu hak, tercih edilebilir olmaktan uzaklaşmaktadır. Esnek çalışmayı cezalandıran değil, teşvik eden bir sistem inşa edilmelidir.
Kamu hizmetlerinde verimliliğin ve çalışan memnuniyetinin artırılması için atılması gereken adımlar bellidir:
1. **Yarı zamanlı çalışmanın kapsamı genişletilmeli**, isteğe bağlı olarak tüm kamu çalışanlarına sunulmalıdır.
2. **Gelir ve hak kayıplarını önleyecek yasal güvenceler** oluşturulmalı; sosyal güvenlik ve kıdem hakları korunmalıdır.
3. Yarı zamanlı çalışmayı tercih edenlerin görevde yükselme ve kariyer süreçleri **eşitlikçi bir yaklaşımla** ele alınmalıdır.
Unutulmamalıdır ki, kamu çalışanı huzurluysa, kamu hizmeti güçlüdür. Esnek, adil ve kapsayıcı çalışma modelleri sadece bireysel değil, kurumsal verimliliği de artıracaktır.
Yurt İmar Sen olarak bu konuda atılacak her yapıcı adımın arkasındayız; çalışanlarımızın hakkını, emeğini ve yaşam dengesini korumaya devam edeceğiz.

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Kutlu Olsun!

15 Temmuz 2016 gecesi, milletimizin iradesine, demokrasimize ve vatanımızın bölünmez bütünlüğüne kasteden hainlere karşı, aziz milletimiz kadın-erkek, genç-yaşlı demeden sokaklara dökülmüş; canı pahasına tanklara, uçaklara, silahlara göğsünü siper ederek tüm dünyaya örnek olacak bir direniş destanı yazmıştır.

O karanlık geceyi aydınlığa çeviren; milletimizin cesareti, inancı ve milli birlik ruhudur. Aziz şehitlerimizin fedakârlığı ve kahraman gazilerimizin dirayeti, bugün özgürce nefes almamızın en büyük teminatıdır.

Bizler Yurt Sendikaları Konfederasyonu ve Yurt İmar Sen ailesi olarak; bu kutsal vatan uğruna can veren şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi minnetle anıyor, milletimizin 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü yürekten kutluyoruz.

Birliğimiz, beraberliğimiz ve kardeşliğimiz daim olsun! Bu topraklarda hiçbir ihanet girişimi bir daha asla başarıya ulaşamayacaktır. Türk milleti dün olduğu gibi bugün de yarın da vatanına, bayrağına ve demokrasisine sahip çıkmaya devam edecektir.

Bu vesileyle, şehitlerimizin aziz hatıraları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyor; milletimize ve devletimize kasteden her türlü hainliğin karşısında omuz omuza duracağımızı bir kez daha haykırıyoruz.

Güçlü Türkiye için, güçlü demokrasi için, güçlü bir gelecek için birlikteyiz, biriz, kardeşiz!

Mehmet ÇOLAK
Yurt İmar Sen Genel Başkanı

Yurt Eğitim Sen Tarafından Merhum Halil YOLALAN anısına Anlamlı Yarışma

Sendikamız Yönetim Kurulu Üyemiz (merhum) Sayın Halil Yolalan’ın anısını yaşatmak amacıyla anlamlı bir etkinlik başlıyor.
Sendikamızın ilk üyelerinden ve uzun süre Genel Merkezimiz değişik kademelerinde yöneticilik yapmış, fedakâr cefakar Sayın Halil Yolalan’ın 12 Kasım 2024 tarihinde ani vefatı bizleri derinden üzdü. Genel Başkanımızın talimatı ile Sendikamız Genel Merkez 10.01.2025 tarih ve 2025/06 nolu Yönetim Kurulu Kararı ile Halil Yolalan’ın adını yaşatmak ve hatırlamak için resim ve şiir yarışması düzenleme kararı alınmıştır.

Değerli üyelerimiz ve üyelerimizin yakınları; Sendikamızın Genel Başkan Yardımcısı (merhum) Halil Yolalan anısına anlamlı bir etkinliğe imza atıyoruz. “Halil Yolalan” temasıyla düzenlenecek resim ve şiir yarışması, üyelerimiz başta olmak üzere ve üyelerimizin aileleri duygu dolu bir birlikteliğe davet ediyoruz.

“YURT SENDİKALARI BENİM BÜYÜK AİLEM” başlığıyla gerçekleştirilecek resim ve şiir yarışması, YURT Sendikaları Konfederasyonu’na bağlı tüm sendika kollarının üyeleri ve birinci derece yakınlarının katılımına açık olacak.

Bu özel yarışma, YURT Sendikaları Konfederasyonu ve Üye Sendikaları çatısı altında dayanışma kültürünü ve aile bağlarını sanatın birleştirici gücüyle ortaya koymayı hedefliyor. Merhum Halil Yolalan’ın Sendikal mücadeledeki özverili katkılarını hatırlamak ve yeni kuşaklara örnek bir değer aktarımı sağlamak amacıyla düzenlenen yarışma ile duygu ve birliktelik temalarını ön plana çıkaracak.

Yarışma, sendika çatısı altında oluşan dostluk, dayanışma ve aidiyet duygusunu sanat aracılığıyla ifade etmeyi amaçlıyor. Halil Yolalan’ın sendikal mücadeleye ve eğitime kattığı değerleri yaşatmak, bu vesileyle onun anısını onurlandırmak hedefleniyor.

Halil Yolalan “Yurt Sendikaları Benim Büyük Ailem” temalı resim ve şiir yarışmalarına, YURT Sendikaları Konfederasyonu’na bağlı tüm Sendikaların üyeleri ve üyelerin birinci derece yakınları katılabilecek.

Bu anlamlı etkinlikte siz de yer almak, Halil Yolalan’ın anısını sanatla yaşatmak isterseniz başvurunuzu bekliyoruz. Unutmayın, “BİZ BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ”

Unutmadık

Unutmayacağız

Sessiz Soygun: Memurun Maaşı Eriyor, Sözde Yetkili Sendika Seyrediyor

Yine bir enflasyon rakamı açıklandı. Rakamlar kağıt üzerinde belki yuvarlak, ama memurun cebindeki delik her geçen gün daha da büyüyor. Maaşlar, market sepetinin yarısına yetmiyor. Elektrik, su, doğalgaz faturaları maaşı katlayarak geçiyor. Peki ortada bir mücadele var mı? Koca bir hiç!

Milyonlarca kamu çalışanının haklarını savunmak için yetki alan sendika ne yapıyor? İmzayı atıp, protokol fotoğrafı verip, üç beş demagojiyle meydanlarda poz kesmekten öteye geçmiyor. Üye sayıları maşallah artıyor da artıyor. Aidatlar tıkır tıkır kesiliyor. Ama memurun sofrasında et yok, çocuğunun defterinde umut yok.

Sözde yetkili sendika yıllardır aynı masada. Sırtını siyasetçiye yaslayıp “al gülüm ver gülüm” pazarlığıyla memurun hakkını üç kuruşa satıyor. Sadece bu kadar da değil: Çalışanların kafasına “Üye olmazsan tayin olmaz, terfi olmaz” baskısıyla korku salıyor. Bu nasıl sendikacılık? Bu olsa olsa bir düzenin beslemesi, sarı sendikacılığın en kötü örneği olur.
Bakın etrafınıza: Pazar filesini dolduramayan, aldığı maaşı kredi kartı borcuna yatıran, çocuklarının okul masrafını hesaplayıp geceleri gözüne uyku girmeyen milyonlar var. Hani bunların sesi? Hani meydanlar? Nerede toplu eylemler? Nerede masada yumruğunu vuran adamlar? Yok. Çünkü yetkili dedikleri sendika, aslında memurun değil kendi çıkarlarının temsilcisi.
Burası bir çıkar kulübü olmuş. Her yıl biraz daha büyüyor ama üye sayısı kadar yürekleri büyümüyor. Koltuklar, makamlar, promosyonlar uğruna susturulmuş bir kitleden aidat devşiriliyor. Enflasyon yüzde yüz artsa ne yazar? Aldığımız zam, daha ay dolmadan eriyip gidiyor.
Bu düzen böyle gitmez! Memur artık uyanmak zorunda. Ya haklarını savunacak gerçek sendikaları omuzlayacak ya da bu sözde yetkililerin sırtından beslenmesine göz yummaya devam edecek. Kimse kusura bakmasın: Bu sessizlik, bu teslimiyet, bu korku iklimi bitmeli. Çünkü bu gidişle kaybeden sadece maaşımız değil; onurumuz, emeğimiz, geleceğimiz de.

Herkes şunu iyi bilsin: Suskun kalmak, bu soyguna ortak olmaktır!

Milletimizin Başı Sağolsun

Başsağlığı ve Taziye Mesajı

Vatanımızın bölünmez bütünlüğü ve milletimizin huzuru için canlarını feda eden kahraman şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla yad ediyoruz. Aziz milletimizin başı sağ olsun.
Şehitlerimizin geride bıraktığı ailelerine, yakınlarına ve tüm Türk milletine sabır ve metanet diliyoruz. Milletimizin bağımsızlığı için verilen bu kutsal mücadele, ebediyen hatırlanacak ve yaşatılacaktır.
Ruhları şad, mekânları cennet olsun.

Yurt İmar Sen Genel Merkezi

Dini Değerlerimize Yönelik Kasıtlı ve Provokatif Hakaretlere Şiddetle kınıyoruz
Leman dergisinde yayımlanan içeriklerde, milletimizin en kutsal değerlerinden olan dini inançlarımıza yönelik kasıtlı ve provokatif hakaretlerin yer aldığı tespit edilmiştir. Bu tür yayınlar, toplumun manevi dokusunu zedelemekle kalmayıp, toplumsal barış ve huzuru da derinden sarsmaktadır. “Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in hayasızca karikatürize edilmesini şiddetle kınıyoruz. Yapılan basın özgürlüğü değildir. Yapılan ifade özgürlüğü değildir. Dini değerlerimizi aşağılayan, Müslümanların vicdanında derin yaralar açan bu tür girişimler provokasyon amaçlıdır ve buna cüret edenler hukuk önünde hesap vermelidir. Peygamber Efendimizin karikatürünü yaparak hakaret eden bu zihniyeti lanetliyoruz” Dini değerlerimiz, devletimizin ve milletimizin varoluşunun temelidir.
Bu kutsal değerlere yönelik saldırılar, toplumun tamamını hedef alan ağır bir saygısızlık ve nefret suçu mahiyetindedir. İfade özgürlüğü adı altında yapılan bu tür provokasyonları kesinlikle kabul etmiyor, kınıyoruz.
Leman dergisi yönetimini, sorumsuz ve nefret dili içeren yayın politikalarından derhal vazgeçmeye, toplumsal hassasiyetlere saygı göstermeye çağırıyoruz. Aksi takdirde, hukuki ve toplumsal nezdinde gerekli tüm yasal yollara başvuracağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.
Dini değerlerimize yönelik bu saldırılar karşısında sessiz kalmayacak, gereken tüm tepkiyi en güçlü şekilde ortaya koyacağız.

Yurt İmar Sene Genel Merkezi

Enflasyonun Gölgesinde Bir Temmuz: Kamu Emekçisinin Gözü TÜİK’te

*Mehmet Çolak – Yurt İmar Sen Genel Başkanı*

Yılın en kritik dönemeçlerinden birine daha geldik. Kamu çalışanlarının ve emeklilerin Temmuz ayında alacağı zam oranı, TÜİK’in açıklayacağı Haziran enflasyon verileriyle netleşecek. Ama bu, sadece teknik bir hesap meselesi değil. Bu, milyonlarca kamu emekçisinin sofrasına ne kadar ekmek koyabileceğinin, çocuğunun eğitim masrafını nasıl karşılayabileceğinin, yaz aylarını nasıl geçireceğinin de göstergesi.
Bugün, kamu çalışanlarının maaşları ne yazık ki her geçen ay biraz daha eriyor. Yılbaşında verilen zam, daha ilk üç ayda etkisini kaybetti. Kira, gıda, ulaşım ve enerji fiyatlarındaki artış karşısında sabit gelirlinin maaşı çaresizce yerinde sayıyor. TÜİK’in beş aylık enflasyon verisi %22,72 olarak açıklandı. Haziran rakamıyla birlikte bu oranın %25’i geçeceği aşikâr. Ancak bizler sadece bir rakamın değil, o rakamın temsil ettiği yaşam koşullarının peşindeyiz.
TÜİK’in enflasyon verileri, artık sadece ekonomik bir gösterge değil; kamu çalışanı için umut, endişe ve beklenti anlamına geliyor. Çünkü açıklanacak bu veri, aynı zamanda alın terinin karşılığını ne kadar alacağımızı belirliyor. Toplu sözleşmede belirlenen %10’luk zamma ek olarak verilecek enflasyon farkı, ne yazık ki maaşları gerçek enflasyon karşısında tam anlamıyla koruyamıyor.
Buradan açıkça ifade etmek isterim: Kamu çalışanı artık sadece zam değil, **hakkaniyetli bir ücret politikası** talep ediyor. Enflasyonla baş edemeyen bir gelir yapısı, ne hizmetin verimini artırır, ne de toplumsal refahı yükseltir. Ekonomik istikrar, kamu çalışanının emeğinin korunmasından geçer. Bunun için de zam oranlarının masa başı değil, gerçek piyasa koşullarına göre belirlenmesi gerekir.
Yurt İmar Sen olarak, kamu çalışanlarının hakkını her platformda savunmaya devam edeceğiz. Temmuz ayında belirlenecek maaş artışı, yalnızca bugünün değil, aynı zamanda adaletli bir gelecek umudunun da göstergesi olmalıdır.

Saygılarımla,
**Mehmet Çolak**
**Yurt İmar Sen Genel Başkanı**

Kamu Çalışanları Neden Sendikalı Olmalıdır?

Ülkemizde milyonlarca kamu çalışanı, devletin omurgasını oluşturan görevleri büyük bir özveriyle yerine getiriyor. Öğretmenler, hemşireler, memurlar, zabıtalar, teknisyenler… Her biri kamu hizmetinin görünmeyen ama vazgeçilmez kahramanları. Ancak bu değerli hizmetin karşılığında kamu çalışanlarının yaşam ve çalışma koşulları her zaman hak ettikleri düzeyde olmuyor. Tam da bu noktada, kamu çalışanlarının sendikalı olması bir tercih değil, bir zorunluluk haline geliyor.
Sendikalar, sadece daha yüksek maaş istemek için değil; adil çalışma koşulları, güvenceli istihdam, iş barışı ve mesleki saygınlık için de varlık gösterir. Sendikalı olmak, kamu çalışanının sesinin daha gür çıkması, yalnız olmadığını bilmesi ve haklarına sahip çıkması demektir. Toplu sözleşme hakkı, kamu görevlilerinin taleplerini bir pazarlık masasına taşıyabilmesinin en meşru yoludur.
Günümüzde birçok kamu çalışanı, düşük ücret artışları, fazla iş yükü, liyakatsiz atamalar ve güvencesiz istihdam gibi sorunlarla mücadele ediyor. Tek başına bu sorunlarla baş etmek zordur. Ancak sendikalı bir kamu çalışanı, arkasında yüz binlerin sesiyle taleplerini dile getirme gücüne sahiptir. Üstelik sendikalar sadece kazanılmış hakları korumaz, aynı zamanda yeni hakların da kapısını aralar.
Bazıları sendikaları siyasetle özdeşleştirip mesafeli durmayı tercih ediyor. Oysa güçlü bir sendikal bilinç, siyasetten bağımsız olarak, insan onuruna yakışır bir çalışma hayatının teminatıdır. Demokratik bir ülkede kamu çalışanlarının örgütlü olması, hem devletin adaletini hem de toplumun refahını pekiştirir.
Unutulmamalıdır ki hak, ancak talep edilirse kazanılır. Ve bu taleplerin en etkili adresi sendikalardır. Kamu çalışanı olarak sendikalı olmak, sadece bugünü değil, yarını da güvence altına almaktır.

Kıymetli Kamu Çalışanları, Değerli Vatandaşlarımız,
Birliğin, paylaşmanın ve dayanışmanın en güzel ifadesi olan Kurban Bayramı’nı hep birlikte karşılamanın huzurunu ve mutluluğunu yaşıyoruz.
Kurban Bayramı; sadece bir ibadetin değil, aynı zamanda yardımlaşmanın, kardeşliğin ve insanî değerlerin yeniden yeşermesinin vesilesidir. Bu mübarek günlerde, milletçe kenetlenerek dayanışma duygularımızı güçlendirmeli, kırgınlıklarımızı geride bırakmalı, sevgi, saygı ve hoşgörüyü esas almalıyız.
Yurt İmar Sen olarak, kamu çalışanlarımızın alın terine sahip çıkmayı, emeğin onurunu korumayı ve hak mücadelesini kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Bayramların ruhuna uygun bir şekilde, adaletli, eşit ve insan onuruna yakışır bir çalışma hayatı için mücadelemize devam edeceğiz.
Bu duygu ve düşüncelerle, başta kamu emekçileri olmak üzere, aziz milletimizin ve tüm İslam âleminin Kurban Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyor; bayramın sağlık, huzur, bereket ve barış getirmesini temenni ediyorum.
Bayramınız mübarek olsun.
Saygılarımla,
[Mehmet ÇOLAK]
Yurt İmar Sen Genel Başkanı

Emeğin Onuru Adaletin Sesi

Kadir YILDIZ
Yurt İmar Sen Genel Başkan Yardımcısı

Kıymetli kamu çalışanları, değerli yol arkadaşlarım,
Bir toplu sözleşme sürecinin daha eşiğindeyiz. Masaya sadece rakamları değil; alın terimizi, mesai arkadaşlarımızın beklentilerini, emekli üyelerimizin sesi olan talepleri ve yarının umudunu taşıyoruz. Bu masa, sadece sendikal bir pazarlık zemini değil, aynı zamanda emeğin saygınlığını koruma mücadelemizin simgesidir.

Bugün, milyonlarca kamu çalışanının dört gözle beklediği bu sürecin ciddiyetinin ve sorumluluğunun bilinciyle hareket ediyoruz. Memurun geçim derdinin, iş güvencesinin, insan onuruna yaraşır çalışma koşullarının, liyakatin ve adaletin sesi olacağız. Taleplerimizi sadece ekonomik parametrelerle değil, sosyal ve demokratik hakların da merkezine koyarak dile getireceğiz.
Geçmiş toplu sözleşme süreçlerinde yaşananlar bize bir gerçeği gösterdi: Sessiz kalan hak alamaz. Bu yüzden, birlik olacağız. Haklarımızı savunurken sesimiz yüksek, duruşumuz vakur olacak. Masaya güçlü gidiyoruz çünkü arkamızda hakkın ve haklının gücüne inanan bir kamu emekçisi ordusu var.
Bu toplu sözleşme süreci; yalnızca zam oranlarının değil, özlük haklarının, çalışma koşullarının, tayin ve terfi sistemlerinin, kadın çalışanlarımızın taleplerinin, genç memurlarımızın geleceğe dair umutlarının da masaya yatırıldığı bir süreç olacak.
Sizden gelen her öneri, her eleştiri bizim için değerlidir. Ortak akıl ve mücadele ruhuyla, sizlerin sesi olmaya devam edeceğiz. Bu mücadeleyi birlikte kazanacağız.